Bu sitede aklıma gelen, içimden geçen şeyler bulunacaktır.

18 Ekim 2007 Perşembe

ADANADA SON GÜN

Bugün Adanadaki son günümdü. İsken Enerjiye gittim. Dünden sonra bu tesisi ziyaret etmek iyi geldi. Şimdiye kadar onlarca termik santral gezdim ama aralarında bu kadar temizini görmedim. Sonradan öğrendim sahipleri Almanlarmış, bir yandan gıpta ile bakıyorum onların düzen ve temizliklerine bir yandan da kızıyorum bizler niye böyle değiliz diye.
Oradaki işimi bitirdek sonra akşam yemeği için Misis'e gittim. Misisin sıkma ve ayranı meşhur. Ayran koyun yoğurdu ve inek yoğurdu karışımından yapılmış çok lezzetliydi. Sıkma ise bildiğimiz peynirli gözleme, lezzetliydi. Misisde Mozaik müzesi var gördüm ama gezmeye fırsatım olmadı. Tarihi bir ilçe, çok eski olduğu ama sonradan restore edilmiş bir köprüden geçtim sonradan öğrendim ki o köprü ünlü de bir köprüymüş. Lokman Hekim bulduğu ölümsüzlük ilacını o köprüden düşürmüş ve kaybetmiş.
Yol üstünde yıkık bir de kale vardı ancak göz ucuyla bakabildim.
Mersine de gidecektim bu seyahatte olmadı bir dahaki sefere oraya da giderim umarım. Keşke iş amaçlı değil de sadece gezme amaçlı gelebilseydim buralara.Bir elimde fotoğraf makinası diğerinde kağıt kalem gezip görmek çok daha keyifli olurdu ama maalesef bunu yapabilecek imkanım yok.

NOT:
Misis, Ceyhan Nehri (Pyramos) kenarında, tarihi İpek Yolu üzerinde Adana'dan sonra kurulmuş ikinci bir geçit durumundadır. Misis'in tarihi, üzerinde bulunduğu muhtemelen neolitik döneme (M.Ö. 6000) tarihlenecek Höyük ile başlar. Misis! Truva kahramanlarından Mopsus'un kurmuş olduğu söylenmektedir. Hitit, Asur, Makedonya ve Selevkosların eline geçmiş, Roma ve Bizans dönemlerinde de önemli merkez olmuştur.M.S. 8. yy'dan itibaren Abbasiler döneminde yeniden imar edilmiştir. 1517'den sonra Osmanlı Devleti'nin hakimiyetine girmiş olan Misis'te bugün ayakta kalmış olan eserler şunlardır. M.S. 4. yy'a ait mozaikler, 9 gözlü taşköprü, Akropol'deki surlar şehir kalıntıları ve 1542 yılında yaptırılan Havraniye Kervansarayı ile 1648 yılında yaptırılmış tek kubbeli, kübik mescit bulunmaktadır.

Kaynak: http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?p=238159
NOT:
Yılan Kale, bugünkü Adana-Ceyhan E-5 Karayolu üzerinde, Misis ile Ceyhan arasında birdenbire yükselen, ovaya hakim bir tepe üzerinde, karayolundan 3 km. içeride yer alır. İç Anadolu'dan gelip Külek Boğazı yoluyla Adana, Misis, Payas ve Antakya'dan geçen tarihi ordu ve kervan yolunun üzerinde bulunan Yılan Kale, dağ kaleleri zincirinin ilk halkasıdır.
Yılan Kale, boyutları ve karmaşık tasarımı ile Ortaçağ'ın en etkileyici askeri yapıları arasındadır. Günümüze olabilecek en sağlam şekliyle ulaşan kale, yapım karakteri, malzemesi ve Ortaçağ kalesi olması yönüyle Bizans'a dahil edilmektedir. Korunması kolay, düşürülmesi çok güç bir kale olarak bilinen Yılan Kale çevresi dıştan 700 m. kadardır ve kale, ikişer katlı 8 yuvarlak burçla tahkim edilmiştir. Burçlar ve araları tamamen mazgallı olup, bu mazgalların ortaları ateş etmek için delikli bırakılmıştır.
Edwards, Yılan Kale'nin planı üç avluya ayırarak incelemiştir. Edwards'a göre, daha alt kısımda bulunan iki avlu, güneydoğudaki kanadı korumak amacıyla tasarlanmıştır. Son derece zeki biçimde tasarlanan ve yerleştirilen surlar ile burçlar, dik yamaçların da yardımıyla saldırıyı oldukça güçleştirmektedir. Avluların her birinin tek bir giriş kapısı vardır. Üstte kot farkı zeminden biraz daha yükseltili, korunaklı bölüme, her yönden birer merdivenle ulaşılabilmekte ve her yöne gidiş geliş kolay olmaktadır. Bu kısım en geniş ve yoğun biçimde savunulan birimi oluşturmakta ve garnizona ev görevi yapmaktadır.
En yüksek ve en kuzeydeki birimlerinde sarnıçların büyük bir kısmı ve bir şapel bulunmaktadır. Yılan Kale'nin güneye bakan bir demir kapısı vardır. Kalenin beden duvarları adeta dantel gibi işlenmiştir. Yapı üzerinde Bizans, Haçlı ve Ermeni onarımlarına ait duvar kalıntıları göze çarpar. Ermeni onarımları, pervaz, pencere ve kapı üstü tonozlarında kendini gösterir; bu onarımları belgeleyen bir Ermeni yazıtı da yapı üzerinde mevcuttur.
Halk arasında kale, "Şahmaran Kalesi" olarak bilinir. Rivayete göre "Şeyh Meram" adında bir şahıs, burada yılan üretir ve terbiye edermiş17.
Yapıda kule kapılarından birinin üzerinde insan ve hayvan kabartması yer almaktadır. Ayrıca antik dönem seyyahlarından bazıları, kalede Şahmaran ile ilgili bir figürün de olduğundan söz ederler. Edwards, bu figürün Ermeni Prensliğinin ilk kralı olan Levon I'e (1198/99 - 1219) ait olduğunu söyler18.
Ovalık Kilikya'nm tarih boyunca önemli bir üssü olan Yılan Kale, halk arasındaki rivayetlerde ve kayalıklar üzerindeki gözü yukarılara çeken mimarisiyle ovadaki hakimiyetini sürdürmektedir.


Kaynak: seyahat.buneki.org/nm-Y%C4%B1lan_Kale-cp-250

0 yorum:

Yazacağım roman sponsor bekliyor (waiting for a sponsor to write novel)

yazacağım romana sponsor arıyorum (searching for a sponsor to write novel)
Free Counters
Free Counter